KOMSAD Genel Sekreteri Murat Alişiroğlu’ndan Sanayi Bakanı Fatih Kacır’a çağrı; “Ucuz Çin Malları, Yüksek Faizler, Düşük Kur: Türk Kompresör Sektörü Nefes Alamıyor. Bunun Bedeli ülkemiz için çok ağır sonuçlara sebep olabilir. Sanayi’de kırılma noktasındayız önlem alınmalı” dedi.
Alişiroğlu’nun çagrım sayın bakanimiza diyerek durumu şöyle özetledi; “Türkiye ekonomisi, 2025 yılı boyunca “dengelenme” olarak sunulan ama reel sektörde “daralma” olarak hissedilen bir dönemi yaşadı. Orta Vadeli Program’ın (OVP) öngördüğü sıkı para politikası, yüksek faizler ve sınırlı kredi arzı, sanayiciyi üretimden çok ayakta kalma mücadelesine itti.
Krediye erişim zorluğu, değerli TL politikası ve vergi artışları arasında sıkışan işletmeler için tablo net: Yatırım yapmak, bugünün koşullarında neredeyse bir lüks haline geldi.

“Değerli TL” Yerli Sanayiciyi Değersizleştirdi
Düşük döviz kuru politikası, ithalatı ucuzlatarak kısa vadede enflasyonu baskılamak istiyor olabilir. Ancak bu politika, ithal girdiye bağımlı üreticiler için ciddi dengesizlikler yaratıyor.
TL’nin yapay biçimde değerli tutulması, dışarıdan gelen ürünleri ucuzlatırken yerli üreticinin rekabet gücünü adeta eritti. Özellikle kompresör, blower, vakum ve hava kurutucu üreticileri, Çin menşeli düşük kaliteli ürünlerle aynı pazarda haksız bir rekabete maruz kaldı.
Gelen Uzakdoğu Menşeili Kompresörlerde Kalitesiz Ürünler Arttı, Ama Her Yerde
Son iki yılda Türkiye pazarına giren Uzakdogu menşeli ucuz kompresörler, maliyetin altında satış fiyatlarıyla yerli üreticilerin nefesini kesti.
Bu ürünlerin bir kısmı, CE standartlarını taşımadan piyasaya sürülüyor. Servis ve yedek parça garantisi olmayan bu makineler, ilk etapta “ekonomik” gibi görünse de kısa sürede arızalanarak işletmelere hem maddi hem operasyonel zarar veriyor. Sayın Bakan beye sormak isterim nerede 7 bölge 20 servis şartı?
Birçok sanayici bu konuda aynı cümleyi kuruyor
“Ucuz aldık, pahalı ödedik.” Bunun ülkemize kaybettirdigi dövizi iyi hesaplamak gerekiyor.
Alişiroğlu “Sanayi Bakanliğı Sahadaki Durumdan Haberdar. Durum; Sanayi Üretimi Yavaşlıyor, Yatırım Askıda” dedi.
OVP çerçevesinde Merkez Bankası’nın uyguladığı yüksek faiz politikası, 2025 boyunca finansman maliyetlerini katladı.
Krediye ulaşamayan veya %50’nin üzerindeki faizlerle borçlanan işletmeler için yeni yatırım planları ertelendi.
Türkiye’de üretim yerine ithalatın teşvik edildiği bu ortamda, makine imalatçıları özellikle zorluk yaşadı.
Kompresör sektöründe birçok KOBİ üretici, ihracat pazarlarını korumakta zorlanırken, iç pazarda Çin menşeli ürünlerin “damping” etkisine karşı korumasız kaldı.
Vergi Artışları ve Piyasa Baskısı
2025’te başlayan vergi düzenlemeleri, zaten yüksek enerji ve hammadde maliyetleriyle mücadele eden sanayiciyi daha da zorladı.
Yatırım mallarındaki KDV artışı, ithalatla rekabet eden üreticileri maliyet açısından daha da sıkıştırdı.
Sonuç olarak birçok firma, “üretimi küçültme veya fasona dönme” stratejisine yöneldi.
“Yerli Malı” Söylemde Var, Politikada Yok
Türkiye uzun süredir “yerli ve milli üretim” vurgusunu politika dilinde sıkça kullanıyor. Ancak uygulamada ithal ürünler lehine şartnameler, ithalat lobileri ve kısa vadeli fiyat avantajları yerli üreticiyi adım adım pazardan dışlıyor.
Kompresör sektöründe ithal ürünlerin aldığı pay %60’ı aşarken, yerli üreticiler sertifikalı kaliteye rağmen fiyat baskısı yüzünden rekabet edemiyor.
2026–2027: Umut Var Ama Zaman Gerekiyor
Enflasyonun kalıcı biçimde düşmesi, faizlerin makul seviyelere inmesi ve kredi kanallarının yeniden açılmasıyla sanayide rahatlama en iyimser tahminle 2026’nın ikinci yarısında, daha gerçekçi olarak 2027’de mümkün görünüyor.
Ancak bu sürecin kısalması, yalnızca finansal istikrara değil, yerli sanayiyi koruyacak ticaret politikalarına da bağlı.
Ne Yapılmalı?
- Damping denetimleri etkinleştirilmeli, ithal kompresörlerde kalite ve standard zorunluluğu titizlikle uygulanmalı.
- Kamu alımlarında yerli malı avantajı yeniden işler hale getirilmeli.
- Kredi Garanti Fonu (KGF) ve Eximbank destekleri, ithalat yerine yerli üretim yatırımlarına yönlendirilmeli.
- Sanayiciye uzun vadeli, sabit faizli yatırım kredileri sunulmalı
Alişiroglu: “Rüzgâr Çin’den Esiyor, Sanayi Üşüyor”
Türk sanayicisi üretmeye devam etmek istiyor. Ancak rüzgâr Çin’den esiyor, düşük fiyatla gelen ürünler yerli üreticinin emeğini, bilgisini ve istihdamını tehdit ediyor.
Eğer bu gidişata “stratejik ithalat politikaları” ile dur denmezse, 2025’in zor günleri sadece bir fragman olacak” dedi